Otomotiv sektöründe, sürdürülebilirlik kavramına doğru…

Otomotiv Sektörü, OYDER’in “Otomotiv Sektörünün Geleceği” etkinliğinde “Markalaşmanın Gücü”nü konuştu.

Otomotiv Sektörü bu toplantıya da tam kadro katılmış. Aslında genele de baktığımızda, otomotiv sektörünün oyuncuları, hem sektör örgütleri hem de örgütlerin üyeleri, bir arada olmayı çok iyi beceriyorlar. Sektörün sesini duyurmak istedikleri zaman, hangi örgüt başkanlığında olursa olsun, bütün oyuncular ve paydaşları bir araya geliyor.

OYDER toplantısı da yine böyleydi. Sektör Bakanlar huzurunda kamuoyuna seslendi.Ben son oturumlardan birini izledim. Gazeteci Vahap Munyar başkanlığındaki oturuma,; Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Tofaş CEO’su Kamil Başaran, Toyota Türkiye CEO’su Orhan Özer,  Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu, Hyundai Assan Genel Müdürü Ümit Karaarslan katıldılar.  Konu “Made in Turkey”. Elbette üzerinde tartışılacak önemde bir başlık.

Vahap Munyar “Made in Turkey” başlığının altını dolduracak konuları sektöre yönlendiriyor. İklim ve karbon salınımına sektör ve yan sanayi uygun mu diyor Munyar? Ya sizce? Sorunun cevabını biliyoruz elbette…Konuşmacıların ortak cevabı ana ve yan sanayi çevrecilik anlamında teşvik görmeliymiş. İklim mevzuatının koşulları otomotiv sektörü tarafından uygulanabilecek durumdaymış. Enerji verimliği, herkes için sürdürülebilir yaşam, çevreye saygı, enerjinin korunmasının planlanması yine tartışılan konular oldu. Tamam ama biraz acele edilmesi gerekiyor…

Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu, ürünü üretirken ürünün çevreye saygılı olmasını sağlamak gerektiğini ve bunun planlanması gerektiğini söylüyor. Bu çerçevede, Oyak Renault son on beş yılda su tüketiminde %65 ve atık %55 tasarruf sağlamış.

“Desing in Turkey” yeni slogan

Çevre konusunda yerli otomobil üretimine geçiş yapıldığında, Haydar Yenigün, yerli otomobilin 1960 yılından itibaren Türkiye’de yapıldığını hem de hakkıyla yapıldığını söylüyor. Önemli olan yerli markanın ulaşılabilir fiyata ekonomik yapısı hesaplanmalı ve popülariteden çıkartılmalı diyor.

Kamil Başaran ise yerli üretime devam edilmesi gerektiğini söylerken, konuyu başka bir tarafa “Desing in Turkey” kavramını yaratmamız gerektiğini söylüyor.  Orhan Özen yerli üretim zor değil, satışı, pazarlaması, markalaştırılması zor, devletin ciddi desteği gerekiyor diyor. Özer ayrıca, yüzdeyüz yerli olmak zorunda değil, yepyeni bir marka çalışması yaparak Türkiye’nin markasını oluşturması önemli diye vurguladı.  Renault üst yönetimi yerli otomobile hazır olduklarını söylemiş.

Dünyada internetten otomobil satışı yükseliyor

Bir başka konu da internetten otomobil satışı ile ilgili. Dünyada artık o kadar ileriye gidilmiş ki, Nissan geçen yılki 50 binlik satışının 20 binini internette satmış. Dilerim burada da otomotiv markaları daha olumlu yaklaşım gösterirler.

Yerli otomobil tartışması sürerken, elbette ki hepimizin hayali dünyada dolaşan bir Türk markası olması. Ama üretici de haklı, satan da halkı. Alan zaten fiyata bakıyor. Burada devletin desteği ve sektörü teşviki en önemlisi. Sektörün önünü açacak teşviklerin hayata geçirilmesi gerekiyor.

Diğer yandan, benim için otomotiv sektörünün sürdürülebilirlik kavramını konuşuyor ve tartışıyor olmasını da çok heyecanlı buldum. Bu yatırımlar maliyet gerektiriyor, bundan da öte kararlılık ve bilinç gerektiriyor. Unutulmamalı ki, çok yakında tüketiciler tıpkı diğer ürünlerin alışverişinde olduğu gibi otomobil alırken de topluma katıksını sorgulayacak ve kararında etkisi olacak. Bu nedenle de sektörün sürdürülebilir değerlere önem vermesi gerekiyor.

Yeşil bir sektöre doğru….

www.otoalsat.com

Bir cevap yazın