Yöneticiler, halkla ilişkileri önemli bir yönetim fonksiyonu olarak görmeye başladılar. Halkla ilişkilerin kurumlarda değerli olduğunu kabul ettiler. Bu düşünceyi benimsemeyen yöneticiler ise, maalesef rekabet yarışında iki basamak geride kalmayı peşinen kabul etmiş oldular.
Halkla ilişkilerin stratejik olması gerektiğini biz iletişimciler her zaman söylüyoruz. Ancak, iş dünyasının ve yöneticilerin bunu kabul etmesi zaman alıyor. Yani bütün disiplinleriyle birlikte kabul edilmesi gerekiyor. İş dünyası tarafından yavaş da olsa kabul ediliyor olması çok sevindirici.
Türkiye’ye baktığımızda halkla ilişkilerin hemen hemen 60 yıllık bir geçmişi olduğunu biliyoruz. Ama en gururlanacağımız şey, meslek örgütü olan TÜHİD Türkiye Halkla İlişkiler Derneği’nin 40.yılını kutluyor olması. Prof.Dr.Alaeddin Asna başkanlığındaki kurucularımızın iş dünyası içinde çok öngörülü olması, mesleğin henüz bilinmediği, profesyonellerinin parmakla sayıldığı bir dönemde Türkiye’de meslek örgütünün kurulmasına öncülük etmeleri biz profesyoneller tarafından şükranla karşılanıyor.
Halkla ilişkiler uzmanları birçok iletişim fonksiyonunu yönetmek ve yerine getirmekle birlikte, eforlarının büyük bir bölümünü medya iletişimine ayırıyorlar. En sıkıntı çekilen, en çok sorun yaşanan alan… Çünkü bir yanda kuruluşun yöneticisi ve iletişim yöneticisi, diğer yanda gazeteci ortada ise oluşturulmaya çalışılan haber.. Bu üçlünün içinde en sıkışık durumdaki kişi ise iletişim yöneticisi… Son yıllarda bu sorunlar biraz giderilmiş olsa bile, yine de her zaman zorlanılıyor.
Bugün bir de sosyal medya kanalımız var. Hem de saniyede değişen, son derece aktif, yönetilmesi sıkıntılı bir alan… Uzmanların söylediği şey, sosyal medyanın yönetilemeyeceği, ama iyi dinleyerek kendi fikrimizi geliştirebilecek olmamız. Gelecekte iletişim, sosyal medyada şekillenecek ve zenginlik kazanacak. Çünkü hedef kitleler sosyal medyada buluşuyor ve kendilerini daha iyi ifade edebiliyor, kendilerine sunulanı yüzde yüz görüyorlar.
Durum böyle olunca, sosyal medya kurallarını hatırlamamız ve her zaman elimizin altında bulundurmamız, güncellememiz önemli…
SOSYAL MEDYA İÇİN 10 KURAL
Yapılan yanlışlar doğrular için bir yol olacak…
1. SORU
Sosyal medyada yer almadan önce, her adımda soru sormak önemli. Strateji için hangi sosyal medya gerekiyor, hedef kitleye nasıl ulaşılacak, bunlar düşünülmeli.
Kampanyanız silah ile ilgiliyse, yoksul bir Afrika ülkesindeki Twitter sayfasında övünmek iyi bir fikir değil. Aynı şekilde sigorta ürünü Facebook sayfasında popüler olmaz ya da plastik cerrah videoları YouTube’da şaşkınlık yaratmaz. Bu yüzden sosyal medyada yer almadan önce kullanıcılara ulaşmak için 2 kere düşünüp hareket edilmeli.
2. HAZIRLIK
Çevrimiçi konuşmalara girmeden önce problemlerinizi halledin, cevaplarınızı zor sorulara göre hazırlayın. Bu sorularla şirketiniz adına 2.0 web dünyasına giren bütün çalışanlarınızı eğitin.
Eğer meseleyi fazla karışık veya duygulu bulduysanız ya da şirkete eleştiri gelmişse ve verecek cevabınız yok ise birinci kurala geri dönün; sosyal medya sizin için doğru bir iletişim kanalı mı?
3. PLAN
Sosyal medya kanalında yapabileceğiniz çok planınız olabilir.
Hedeflerinizi önceden belirleyerek, bir stratejinin oluşturulması ve bu doğrultuda vereceğiniz kararlar, hedeflerinize ulaşmanızı kolaylaştırır. Aksi takdirde, sosyal medya içindeki hızdan, hedefleri şaşırabilir ve planlarınızı gerçekleştirmekten uzaklaşabilirsiniz.
Eğer daha yeni sosyal medya kullanmaya başladıysanız, en pratik kural orijinal bütçe tahminini ikiye bölmek olur. Eğer bu ödeyebileceğinden fazla ise ya stratejinizi yeniden belirlemeli ya da birinci kurala dönerek; sosyal medya bizim için doğru mu?sorusunu sorabilirsiniz.
4. MONİTOR (İZLEMEK)
Sizin çalışanlarınızın Facebook veya Myspace vb. yerlerde daha fazla vakit harcaması diğer sosyal medyaları takip etmemeniz anlamına gelmiyor. Aktivitenize bir toplum tarafından gösterilen tepki, bütün taraflardan gelebilir. Bu yüzden bir ajansla birlikte ilerlemek veya farklı araçlar kullanmak gerekir.
5. GÜVENİLİR OLMAK
Birine sorununuzu anlatırken farklı kişilere farklı sürelerde açıklamanız gerekiyor. Her birinden aynı formatta cevaplar alıyorsunuz. İkinci olarak da bir davette, işinizdeki pazarlama departmanı gibi bilgi veren birini ne kadar dinlersiniz?
Sosyal medyaya dahil olurken kendimiz hakkında sosyal bilgiler veriyoruz. Şirket için açıyorsam yine az da olsa gerçek durumdan bahsetmeliyiz. Her ne kadar çoğumuz, ne kadarının çok fazla olduğuna karar vermekte duygusal olarak kararsız kalsak da, gerçek kimliğinin ne kadarının gerektiğini bilmek bir öğrenme süreci. Fikri ilk duyduğunuzda kısıtlayıcı geliyorsa, sınırları silin, herkesi konuşmaları için rahat bırakmak bir tercih olabilir.
6. HEPSİ HAKKINDA 1.0 OLMA
Twitter’a bakıp, konuşmalarda kimin yer aldığını görmek kolay çünkü linkler cevaplar maviyle ışıklandırılmış. Şimdi de bir şirketin Twitter sayfasına bakın. Siyah yazıyla mı yazılmış? Bu şirket yanlış araç mı seçmiş? Eğer konuşma başlatmaya çalışırlarsa, insanlar tepki verecekler mi? Ya da şirketin böyle ortamlara girmeye vakti var mı? Bu şirketler belki de başka araçlar tercih edecekler. Aynı şey bloglar için de geçerli ama yorum fonksiyonları yok. Eğer diğerlerinin yazdıklarını, tepkilerini veya cevaplarını okumaya vaktiniz yoksa, o zaman bir konuşma içinde değilsiniz, boşa vakit harcıyorsunuz demektir.
7. TEPKİ / TEPKİSİZLİK
Eğer asansörde biri size günaydın diyorsa ve siz cevap vermezseniz kabalık etmiş olursunuz. Eğer iş arkadaşınız size geri bildirimli mail göndermişse dikkate almak gerekir. Eğer biri size kahve içmeyi önerirse, tepkiniz seçiminize bağlıdır ve eğer biri size sokakta yürürken sözlü olarak saldırırsa belki yok gibi davranırsınız.
Sosyal medya da aynı seçenekleri sağlar, konuşmanın içinde olmanız sürekli bir tepki vermeniz gerektiği anlamına gelmez. Sosyal medyada da hayatta olduğu gibi kendi üslubunuzu kendiniz seçin.
8.SÖYLE
Sosyal medyadaki hedeflerinizin iletişim stratejinizdeki hedeflerinizle uyuşması gerekmektedir. Bütün farklı paydaşlar düşünülmeli ve göndermek istediğiniz mesaja tepkileri ölçülmeli. Bunları düzenleyin. Tabi ki bir çok iletişim yayını var ama neden yenisini üretmeyelim?
9.TUTARLI OLMAK
İletişim kanallarının hepsi için ortak dil geliştirmeli ama farklı uygulamalarımız olmalı. Hepsinde tutarlı ve açık bir dil kullanmalıyız.
10.DEĞERLENDİRME
Sonunda, değerlendirme yapmalısınız. Kurumunuzu kaliteli olarak tanıtabildiniz mi? Geri dönüşler nasıl? Sayılar nedir? İtibarınızı nasıl etkiledi? Her değerlendirme yaptığınızda sormanız gerekenler; araçlarınız, kaynaklarınız, mesajınız ve stratejiniz belirlenmeli.
Kurumlar dünya ile entegre olabilmek ve rekabet yaratabilmek için farkındalık yaratmanın zorunluluğunu kavradılar
Bugün gelinen noktada, hem iş dünyası, hem de dünyadaki gelişimler, halkla ilişkiler mesleğini kuruluşlar için olmazsa olmaz faaliyet alanlarından biri haline getirdi. Kurumlar için en önemli “kurum itibarı” oldu. Gelecek bunun üzerine şekillendi. Böyle de olunca, itibarı sağlayacak, zedelemeyecek çalışmaları ancak halkla ilişkiler faaliyetleri ile gerçekleştireceklerini görmeye başladılar.
Kurumlar dünya ile entegre olabilmek ve rekabet yaratabilmek için farkındalık yaratmanın zorunluluğunu kavradılar. Yöneticilerin tek çıkar yolu, halkla ilişkilere zaman ayırmaları, kaynak yaratmaları, halkla ilişkileri benimseyerek uygulanmasına öncülük etmeleridir. Aksi takdirde, sonra gelen öncekini sollayıp, geçip gidiyor…