Bireysel değerlerden kurumsal değerlere yolculuk ve İTİBAR tacı!

Değerler…Ne kadar önemli!… Aslında kişiliğimizin temeli, mesleğimizin temeli, kuruluşlarımızın temeli… ve toplumumuzun temeli…

Aslında itibar, değerlerin bütünü ve değerler çerçevesinde davranışta bulunmak değil mi? İtibarın temeli insana dayanıyor, bireye dayanıyor. Kuruluşları da yönetenler bireyler olduğuna göre yöneticinin itibarı kuruluşa aynen yansıyor.

Yani biz önce birey olarak değerlerimize sahip çıkacağız. Aslında, sizin de dikkatinizi çekmiştir, değerlerimiz her geçen gün farklılaşıyor.

Kibarlık, ne zaman zayıflık oldu

Dün önem taşıyan değerler bugün adeta kayboluyor. Değerlerimizin erozyona uğraması hepimizi üzüyor. İnsan olmanın değerlerini bilmeyen, vefa duygusundan habersiz, bilmediğini biliyor gibi kabul edip, gereksiz özgüveni ile karşısındakini küçümseyen, kendi sınırlarının dışına taşan, normal olmayan davranışları normalmiş gibi gösteren, hatta “kibarlığı zayıflık” olarak nitelendirebilen bir grupla karşı karşıyayız.“İyi insan” hüviyetinden her geçen gün uzaklaştığımızı üzülerek izliyorum. Değerlere sahip çıkmak ve bu değerleri geleceğe taşıyacak nesilleri yetiştirmek önemli. Ben uzun bir süredir bu konuda düşünüyorum, gençlere değerlerin aktarılmasını sağlayacak bir projeyi 4-5 yıldır hayal ediyorum, hatta paylaştığım kişiler oldu, ama bir türlü hayata geçirilemedi. Dilerim, ben veya bir başkası, değerlerin bir ders gibi ilkokullardan itibaren okul kitaplarına yerleşmesini sağlayabilir.

Bireysel değere önem verilecek ki, kuruluşların da itibarı olsun

Çalışma hayatının temeli de bu değerler üzerine kurulu. Kısaca biz önce bireysel değerlerimize sahip olacağız, sonra mesleğimizin değerlerine sonra da kurumsal değerlerimizi oluşturacağız ve sahip çıkacağız. Bireylerden kuruluşlara geldiğimizde, bireyler sağlam olacak ki, kuruluşlar da sağlam değerlerle yönetilsinler.

Değerlerin üzerine inşa edilen yapı : İtibar

Temeldeki bu değerlerin üzerine inşa edilen yapı ise kişi veya kurum fark etmiyor “itibar” oluyor. Yöneticiler, kurumların geleceğinin itibar katsayısında olduğunu unutmamalı. Yönetim becerilerindeki farklılık burada da kendini gösteriyor. Yöneticiler, özellikle satış, pazarlama, finans, insan kaynakları gibi yönetim faaliyetlerini temel olarak görüyorlar ve önemle zaman ayırıyorlar.

Aslında, bütün bunlarla birlikte ve hatta bazılarından daha da öncelikli olan halkla ilişkiler faaliyetleri, iletişim yatırımları olmalı. Çünkü kuruluşların itibar katsayını yükselten çalışmalar bu faaliyetlerle birlikte şekil kazanacak. Bir strateji belirlenerek, bir disiplin etrafından yönetilmesiyle ancak itibarın yönetimi gerçekleşebilir.

İtibar kuruluşlar için bir yatırımdır

İtibar, kuruluşlar için bir yatırımdır. Yöneticiler yatırımı sadece sermaye olarak görmemeliler. Sermayeyi artıran, yatırımcıları harekete geçiren, toplumda saygınlık kazandıran itibara yapılan yatırımların topluma yansımasıdır. Bu ses öyle etkili ve önemlidir ki, satışları da artırabilir, çalışan bağlılığını da sağlar, hisse değerini de yükseltebilir.

Bütün kuruluşlar rekabette üstünlük kazanmak istiyor. Global pazardaki artıştan pay almaya çalışıyor. Rekabetteki üstünlüğün, halkla ilişkiler çalışmalarıyla farkındalık yaratarak gerçekleşebileceğini yöneticiler artık kabul etmek zorunda. Aslında yönetimler ve yöneticiler arasındaki düşünce ve vizyon farklılığı da bu değil mi, kuruluşların gelecek tasarımını yaratmak kolay değil.

İtibar, güvene ve sadakate giden bir yol

Bu yönetimlerle birlikte de bu değerleri kuruluşların itibarına yöneltecek yönetim çok önem taşır. Burada ise kuruluşlar ve yöneticiler arasında da farklılıklar ortaya çıkıyor. İtibar, beğenmekten farklıdır, güvene ve sadakate giden bir yoldur. Bu nedenle, insanı tanımak, bireyi geliştirmek, değerlerine sahip çıkmayı öğretmek çok önem taşır.

İtibar kuruluşlar için bir güvendir, koruyucudur, halka açık şirketler için fazlasıyla önemlidir. İtibarın iş sonuçlarına yansımasını, insan kaynağı, pazar değeri, hisse senedi değeri, sosyal sorumluluk değeri olarak görebiliriz.

İtibarı yönetmenin zorluğu

Diğer yandan, mükemmel bir itibar için, kuruluşun içinden dışına yansıyan yapısı önemli. Hatta kuruluşlar önce iç yapılarındaki aksaklıkları giderecekler, iyileştirecekler, sonra kamuoyunda algı yaratacak çalışmalara yönelecekler. Aksi takdirde altı boş ama dışarıya güzel gösterilen, ama en ufak bir sarsıntıda yıkılan camdan kulelere dönüşebilir.

Çalışanlarınız en önemli itibar değeriniz

İtabarı yönetmek en zor konu. Hatta kuruluşunun itibarını ölçtürme cesareti göstermek yöneticiler için bir düşünce…Çünkü sonuçlar istenilen gibi olmayabilir, hatta üzülünebilir. Çoğunlukla da CEO’lar itibar araştırma sonuçlarını görünce inanmazlarmış. Ama bu kanıtlandığı zaman yöneticiler elbette kabul edeceklerdir.

Diğer yandan, medya, reklam ve sosyal medya itibar yaratmada son derece etkili konumdalar. Ama en değerli kaynak çalışanlar. Yani kuruluşların esas tanıtımını çalışanlar yapıyor. Zaten biz her zaman gelecekteki en önemli iletişim araçlarından birinin çalışanlar olduğunu söylüyoruz. Çünkü, itibara uzanan yolda, kendi ekibinizin katkısı en değerlisi.

İtibarda sürdürülebilir yapı çok önemli

İyi bir itibar ancak sürdürülebilir bir yapı ile gerçekleşebiliyor. Aslında her büyüklükteki kuruluşlar önceliklerini düşünmeliler. Para evet önemli ancak, en az para kadar önemli olan, itibara giden yol. Aslında itibar paranın ta kendisi. Yatırımı artırır, hisse değerini artırır, çalışanı motive eder, satışları artırır vs.

İtibar önemli, itibarın yönetimi daha da önemli. İtibar yönetiminde, sosyal paydaşları içeriden ve dışarıdan dinlemek, ölçümlemek çok daha önemli. Yönetimin kalitesi, ürünün kalitesi, finansal yapı, insan kaynakları, kurumsal değerler, yatırımlar, toplumsal sorumluluk, sürdürülebilirlik, itibarın değerlerini oluşturuyor. Kuruluşlara yön veren bu sonuçlar olacak. İtibar endeksini yükselten bu sesler olacak.

Yöneticilere yine çok ağır görevler düşüyor. Yönetim kademesinde herkesin bir görevi var, iletişim yöneticileri işin profesyonelleri ama itibarın sorumluluğu tek bir kişide. Yöneticilerden, kuruluşların geleceğinin itibarda ve iletişim çalışmalarında olduğuna inanmalarını diliyoruz.

Bir cevap yazın