Markalar kimin?

Çalışanı önemseyin, değer verin, geliştirin, sevin, saygı gösterin “aynı gemi içinde“ birlikte var olun, güç kazanın, itibar kazanın ve markanıza değer katın

 

Çalışanlar, markaları sırtında taşıyor, o nedenle de “ne kadar güçlü çalışan o kadar güçlü marka“ olduğunu hatırlayın!

Çalışanın gücü de nereden çıktı şimdi demeyin sakın, zaten vardı! Çalışanı önemseyin, değer verin, geliştirin, sevin, saygı gösterin ve de “aynı gemi içinde“ birlikte var olun, güç kazanın, itibar kazanın ve markanıza değer katın.

Çalışan nasıl güçlenir? Elbette insan kaynakları bölümü, bu konuda stratejik yaklaşımını gösteriyor. Ama iletişim gözlüğü ile baktığımızda da “kurum içi iletişim“ önem taşıyor.

Günümüzde kurum içi iletişim, kuruluşun hedefindeki stratejinin uygulanmasında yönetime destek olmak anlamını taşıyor.

İletişimde amaç, ilişkide bulunmak değil, iş amaçlarınıza ulaşmak olduğuna göre, çalışanlarla ilişkiler, stratejik hedefler doğrultusunda davranış değişikliğini oluşturmak ya da istediğiniz davranışın devamını sağlamaya yönelik çalışmaları kapsar.

Böyle de olunca, yönetimler birlikte üretip, başarıyı birlikte yakalamanın sırrının çalışanlar ile birlikte hareket etmek olduğunu keşfederler. Özellikle kriz dönemlerinde, çalışan sadakatinin çok daha önem taşıdığı kolaylıkla gözlemlenir.

Kurum içi iletişimde yeni yaklaşım biçimi “ilişki” oluşturmak

Kurum içi iletişim yönetimi de değişimden nasibini aldı. Eskiden, çalışanlar ile ilişkiler tepeden aşağıya doğru inen bir iletişim biçimi ile yürütülürken, yeni yaklaşım biçimi “ilişki oluşturmak” sistemine yönelik oldu.

Kurum içi iletişim, çalışanlarla kuruluş arasında olan bir çalışma. Hedefi belli, çalışanların işe sadakatle bağlanmasını sağlamak ve birlikte üretim gücünü artırmak. Kurum içi iletişimin yöneticisi, tamamıyla yönetim kademesi olup, bunu insan kaynakları departmanı ile yürütmesi en doğru yaklaşım.

Kurum içi iletişim, iletişim çalışmalarının en önemli alanlarından biri. Kuruluşlar dış alanda, farklı sosyal paydaşlarıyla bir aradayken, içeride hiç de küçümsenmeyecek oranlarda çalışanlarıyla bir arada çok uzun saatler geçiriyorlar.

Çalışanlarda kurum aidiyetinin yaratılması, faaliyet alanındaki gelişmelerin, yeniliklerin paylaşılması, çalışanlarda yüksek düzeyde üretkenlik ve motivasyon sağlamanın yanında, sadakat ve müşteri odaklılık yaratarak kurumun sözcülüğünü yapmasını sağlar. Dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya kurulan iletişim her zaman tutarlı ve uygun olur. Ayrıca, kurum içi iletişim, kuruluşların itibarına da etki eden önemli iletişim dallarından biri.

İç İletişim CEO’dan itibaren herkesin görevi

Halkla İlişkiler, insan kaynaklarının bir parçası olacak mı? Sizin düşünceniz nedir bilemem, ama iki disiplinin de devam eden gelişimiyle, halkla ilişkiler ve İK arasında bir kesişim olduğu netleşti.

Bir CEO’nun temel sorumlulukları içinde iç iletişim de bulunuyor ve bu da örgütün gereksinimlerine göre biçim kazanıyor. İç iletişim CEO’dan başlayarak aslında herkesin görevi. Herkesin görevi olsa da, stratejiye bağlı olarak planlı, koordineli bir şekilde yürütülmeli hatta konunun uzmanlarından destek almak da ihmal edilmemeli.

Diğer yandan kurum içinde itibarı sağlamak, yönetime güveni oluşturmak, işyerine bağlılığı sağlamak, İK ve kurumsal iletişim tarafından oluşturuluyor. Böylece, kurumun doğal sözcüleri yaratılıyor.

Bir başka açıdan çalışan gözüyle bakarsak, çalışan kişide işveren davranışları çerçevesinde bilgi verme, yöneticiye güven duyma, işin isteniliş biçimi, tutarlı disiplin ve yönetime katılma yer alır. Kısaca, çalışan çalıştıkları örgütle ilgili bilgi sahibi olmak ister. Bu kendisine değer verildiğinin de bir göstergesidir. Yöneticiye inanç, zor olan bir sürü işin kolaylaşmasına yardımcı olur. Çalışan hangi koşullarda destekleneceğini ya da kendisinden neler beklenildiğini net olarak anlayabilmelidir. Çalışanın daha iş planlama sürecinin başında görüşlerinin alınması olumlu bir hava yaratır ve çalışanın da sorumluluğunu net olarak bilmesine yardımcı olur.

Kurum İçi İletişimde önemli unsurlar;

–          Çalışanlara saygı,

–          Dürüst geri bildirim, iyi ve kötü haberlerin saklanmadan,  açıkça ifadesi

–           Tanıma, görme, ödüllendirme

–          Katılım ve karar vermede etken olabilme,

–          Cesaretlendirme, motive etme

 

Kurum İçi İletişim önemsenmeli ve üst düzey tarafından sahiplenilmelidir. Bunun sorumluluğu, insan kaynakları/halkla ilişkiler birimleri tarafından paylaşılsa da iç iletişime yönelik çabalarda güven yaratabilmek uzun soluklu bir çalışma. Bu da açıklık ve dürüstlüğe dayanıyor. Halkla ilişkiler yöneticisinin ya da bunu üstlenen kişinin/kişilerin öncelikli görevi, kuruluş içinde iki yönlü interaktif ortamı yaratmaktır.

Yönetici gözüyle bakıldığında, kurum bizim, markayı ben yarattım/yaratırım gibi cümleler iç ses olarak gelebilir. Aslında unutulmamalıdır ki, yönetici de bir çalışandır. Tıpkı diğer çalışanlar gibi. Kuruluşun başarısında da herkesin emeği ve katkısı var, tek başına başarıyla yönetilen kuruluşlar bugünün global düzeninde kalmadı. Yöneticiler marka yaratırken, çalışanlarıyla el ele yaratıyor, hem de güç birliği, sevgi birliği, saygı içinde ama kuruluş hedef ve stratejileri doğrultusunda.

Haydi çalışanlar, markanıza biraz daha sahiplenin ve yöneticinizin omzundaki yükü hafifletin, dayanma gücünü artırın.

Yönetici dediğimiz kişi, sadece marka ile uğraşmıyor ki, bu krizler ve rekabet içinde mucizeler yaratıyor. İşyeri olacak ki, çalışan da olsun. Önce ışıklar yanacak, sistem işleyecek, makineler çalışacak ki, istihdam yaratılsın ve çalışanlar olsun, birlikte var olalım.

Markaların devamlılığı ve itibarında hepimizin sorumluluğu var.

Bir cevap yazın