Otomobil ve prestij

Otomobil ve prestij

İyi marka araba kullananların, cemiyet içinde daha farklı konumlandırılmaları hep tarşılan bir konudur. Bu konuda siz ne düşünürsünüz?

Sosyologlar çeşitli araştırmalarda bunu da araştırıyorlar ve zaman zaman da kamuoyu ile paylaşıyorlar. Hepimiz de biliyoruz ki, kamuoyunda algılanan hali, iyi marka araba kullananın daha fazla saygı gördüğü şeklinde.

Aslında gerçekten böyle mi?

Geçenlerde bir gazeteci arkadaşım, oğlunun özel üniversitelerden birinde manevi sıkıntı çektiğini söylemişti. Gerekçe de okula servisle gitmesi, ama diğer yandan iki Ferrari’nin bulunduğu bir okul olması, okulda arabaları olan gençlerin marka savaşları ve “havalı” halde dolaşmaları, arkadaşımın oğlunun okuldan soğumasına neden olmuş, yeniden sınava hazırlanıyormuş. Bu ise ayrı bir sosyal problem olsa gerek.

Ne tuhaf değil mi, benim üniversite hayatımda arabamız yoktu ama arabası olan arkadaşımız da sayılıydı. Arabalı arkadaşlarımız bunu bir üstünlük olarak da kullanmazlardı. Ayrıca arabaların markaları da bugünkü kadar çeşitli hiç değildi.

20 yıl önce araba sahipleri, ağırlıklı olarak “baba” konumundaki orta yaşlılardan oluşuyordu. Şimdi ise araba sahipleri demiyelim ama kullanıcılar oldukça gençleşti. Artık, bayanların kullanımları çok arttı. Ulaşımlar zorlaştı. Üniversiteli gençlerin arabaları var. Evlerde 3 hatta 4 arabaya kadar çıktı. Yeni yapılan pahalı bir sitede sakinlere otoparkda 2 araba sonrası için sınırlama getirilmiş. Hatta ben bunu biraz da mantık dışı buldum. Çünkü pahalı sitelerdeki sakinlerde, gelir durumuna paralel olarak anne, baba ve de yetişkin çocukların arabaları var, park probleminin de ona göre çözülmesi gerekmez miydi?

Bütün bunlara bakıldığında, ülkemizdeki gelişimi de çok iyi görebiliriz. Bir zamanlar araba alımında sıra bekleniyordu, bugünkü pazar ise, her markayı hemen alabilecek ortamı sağlıyor.

Her şey güzel ama ya trafik… İstanbul’da ve Ankara da öyle bir trafik var ki, bu trafikte yaşam her geçen gün zorlaşıyor…

Bir cevap yazın