LİDERLİK, ÖZELLİKLE BU DÖNEMLERDE ÖNEMLİ / EKONOMİK FORUM

Bu dönem her alandaki liderliğin sınavdan geçtiği bir dönem. Liderler, geldikleri noktalarda kendi vizyonlarını da test etme imkanı buldular. Geleceğe ne kadar yatırım yaptıklarını gördüler. Aynı zamanda hatalarını da tespit ettiler. Bu sınavdan başarılı geçen liderler devam edecekler.

İlginç bir dönem içindeyiz. Bizim nesil, ihtilal gördü, darbe gördü, muhtıra gördü, deprem oldu, çernobil yaşandı. TL yenilendi ve daha bir çok yaşanmışlık…

Ama küresel yeni koronavirüs (Covid-19) ve sonrası da yine bizim kadrajımıza girdi. Bu iyi mi kötü mü tartışılır…

Bir İletişimci olarak, dünyanın tek bir virüse kilitlendiği dönemi yaşamayı, önemli bir şans olarak görüyorum. Hayal eder miydik bilemiyorum, bu kadar kapsamlısını film olarak çeken oldu mu emin değilim. Ancak ikiyüz yıl önce de dünyanın böyle bir konuyla uğraştığı kayıtlarda yer alıyor.

Bildiğimiz bir şey var ki beş harfli kelimeye sağlığımızı emanet ettik.

Virüsün etkileme durumu karşısında ise küresel olarak insanoğlu eşitlendi. Tedavide belki değil ama etkisindeki kapsayıcılıkta eşitlendiğimizi gördük.

Dünyamızda bir karmaşa, bir bilinmezlik durumları… Bilgi kirliliği, yeni tanışma, öğrenme, anlama ve birlikte yaşama. Hepsi ama hepsi dünya için beş ay. Ülkemiz ve bizim için iki ay. Biz bu durumdan ne zaman çıkabiliriz, işte onun da farklı belirsizliği var.

Birey olarak kaygılıyız, sağlığımız her şeyin önünde. Sadece bizim mi, etrafımızın ailemizin, komşularımızın, arkadaşlarımızın, çalışanlarımızın, toplumumuzun sağlığı da bizim için aynı önemde. Evlere kapandık, kendi karantinamızı yarattık, dijital dünya dışmda adeta izole olduk. ‘Virüsün etkisinde eşitiz’dedim ya işte eşit olmadığımız noktalar bundan sonra başladı. Bazı meslekleri yürütenler, dünyanın devamı ve insanlığın yaşaması için görev başındalar, hem de her türlü riski göze alarak. Onlar bizi koruyor, biz de onlar için dua ediyoruz. Umarım, bu dönemi hepimiz en az zararla atlatabiliriz.

Bu karmaşıklığın iş dünyası ile buluşması ise tam bir belirsizlik dönemini başlattı. Biz böyle bir dönemi daha önce yaşamamıştık. Bizim yaşadıklarımıza ise bu ortam hiç benzemiyordu. Bir hafta içinde evden çalışma modelleri, çok daha büyük performans ve uzun mesailerle çalışan kişiler ve faaliyetini yürüten işyerleri, kapanan işyerleri, işten çıkartılan kişiler, yeni iş alanlarının oluşması ve benzeri…

Bütün bunlarla birlikte bireyler, devlet ve iş dünyası olarak kucağımızda çok değişik alanlarda farklı krizler bulduk. İş dünyası ve biz İletişimciler bir çok krize alışkınız ancak, bazı öngörüleri içermeyen konular gündemimize geldi. Zor bir iki ay yaşandı, iş dünyası, hem ekonomik hem sosyal hem de toplumsal konuları eşzamanlı yönetme durumuna geldi.

Çalışanları ve toplumu düşünen liderler dönemi

Yine burada en önemli noktanın liderlik olduğunu gördük. Sakin düşünen, hızlı davranan, çevik olan, doğru kararlar alma yetisine sahip, çalışanları ve toplumu düşünen liderler kendini gösterdi.

Aslında liderlik zaten bu değil miydi? Neden bunların olması bize iyi geliyor? Tıpkı ‘iyi insan’olarak bir kişiyi nitelemek gibi. Zaten insanın iyi olması gerekmiyor mu?

Diğer yandan böyle bir kriz evimize girdi, herkesi sarstı. Hepimize dayanışma ve yardımlaşma kültürünü, içimizdeki insani duygulan yeniden hatırlattı. Aslında biz bunları zaten biliyorduk. Ama hayatın koşuşturması, iş dünyasının rekabeti, çalışanların hırsları, makam, mevki, iş, para ve hatta bilgi rekabeti gibi duyguların, bizim bildiğimiz insani duygularımızın üzerine yerleştiğini fark ettik.

Evlerin sıcaklığını daha çok keşfettik. Evden çalışma modelleri yüzde 80’lere ulaştı. Evden eğitim yaygınlaştı. Günün en fazla 4-5 saatini paylaşan ev bireyleri 24 saati paylaşmaya başladı. Gençlerle, ebeveyinler, eşler, kardeşler ve büyüklerle uzun süre bir arada yaşama kültürü yeni bir boyuta geldi. Hoşgörü, paylaşma, empati duygularıyla birbirini yönetebilme becerisi yeniden keşfedildi.

Liderlik vizyon, öngörü ve yönetim becerisi ister

Bu dönem her alandaki liderliğin sınavdan geçtiği bir dönem. Liderler, geldikleri noktalarda kendi vizyonlarını da test etme imkanı buldular. Geleceğe ne kadar yatırım yaptıklarını gördüler. Bütçeleri ne kadar verimli kullandıklarını ölçtüler. Aynı zamanda hatalarını da tespit ettiler.

Bu sınavdan başarılı geçen liderler devam edecekler. Diğerleri, bu karmaşa sonrasında farklı pozisyonlarda olacaklar.

Liderlik bir vizyon, öngörü, yönetim becerisi ister. Her kademede liderlik için bu böyle. Kendi alanının geleceğini yakalayamayanlarla vedalaşma zamanı gelecek.

2020 yılına gelindiğinde, ticaretini ve iletişimini dijital hayat ile buluşturma yatırımını, gündeme yeni alan liderleri görüyor olmak üzücü. Beş yıllık, on yıllık planların çoğunluğu değişti. Yönetici profilleri de aniden değişti. Zihin olarak dijital dünyayı yeterince kavrayamamış yöneticilerin işleri, profesyonellikleri zorlaşacak.

Çalışma hayatı yeniden yapılanacak

Çalışma hayatında pek çok şey değişecek. Çalışma hayatı kodlan yeniden yazılacak, etik kodlar değişecek, yasalar değişecek. Ofis ortamları, mesai saatleri, motivasyon kriterleri, yönetim modelleri, hatta liderlik modelleri de bu değişimden payını alacak.

Yeni dönemin liderleri, elbette daha bilgili daha çalışkan olacaklar. Ama özünde dünya insanını kucaklayan, insanı seven, farklılıkları gözeten, insanlar için fark yaratan, birleştirici, kalbinde iyilik olan, iyilik için hizmet yapma hissine sahip, dinlemeyi bilen, sağduyulu kişiler olacaklar.

Toplum da hepimiz bu sınavlar geçtiğinde, dönüp geriye bakacak. Hangi liderleri hatırlıyoruz, hangi markaları sevdik, hangi çalışmaları önemsedik, hangi uygulamaları benimsedik. Durup düşüneceğiz, kendimizi test edeceğiz. Esas durum bundan sonra başlıyor.

Mış mış mış dönemi bitti!

Bu değerlendirme sonrasında;

  • O liderler gözbebeğimiz olacak. 
  • O markalar kalbimize girecek.
  • O markanın ürünü kapsamımızda yer alacak.

Artık marka, ürün, liderlik değerlendirme kriterleri çok değişecek. Bütçelerin harcanma eğrileri yenilenecek ve yön değiştirecek.

Yeni dönemde;
Bilgi kazanacak.
Bilgili kazanacak.
Kalite kazanacak
İyilik kazanacak.
İtibarın, bireyler, liderler ve kurumlar için önemi, çok daha iyi anlaşılacak.
Mış mış mış dönemi bitecek.
Yaptığım yeterli görmeyen liderler artacak.
Yaptığından fazlasını anlatan lider dönemi bitecek.
İş dünyası birbirini sorgulayacak. Toplum hepsini sorgulayacak.

Toplum, lidere ve kuruma soracak ve aldığı cevaba göre itibar sıralamasını belirleyecek:
İnsanlık için ne yaptın?
Toplum için ne yaptın?
Dünya için ne yaptın?
Bu sınavı geçenler, kalbimize girecek ve kalbimizde kalmak için çok ama çok daha fazla çalışacak.

Fügen Toksü
Lider İletişimi ve Paydaş İlişkileri Yönetimi Stratejik Danışman
TOBB Türkiye Medya ve İletişim Meclisi Başkan Yardımcısı

Bir cevap yazın