Trafik insanları saldırganlaştırıyor mu?

Trafik insanları saldırganlaştırıyor mu?

İstanbul’da araba kullanmak cesaret istiyor. Tıpkı dünyanın bütün büyük şehirleri gibi.

Her türlü karmaşa ve keşmekeş içinde, sürücüler araba kullanıyor. Trafikte uzun saatler geçirmek, hepimizi sinirlendiriyor. Mesleği sürücü olanlara kolaylıklar diliyorum, işleri çok ama çok zor. Bütün gün trafik içinde araba kullanmak, aynı zamanda da yolcuları idare etmek kolay değil.

Bazı trafik hataları var ki, aslında sürücüyü para cezasıyla değil, ehliyetini kaybetmesiyle cezalandırmak gerekiyor. Tek yönlü otobanda karşıdan gelen arabayı görmek, hem de sizi uyaran selektörleriyle birlikte ikaz edilmek sinirlendirmez de ne yapar? Öyle yollar var ki, aynı yolda her gün aynı ters yön gelişlerine rastlamak insanı üzüyor. Trafik polisinin de her gün aynı noktadan gelen kişileri yakalamak için ekip oluşturması da anlamsız hale geliyor, çünkü bir süre denetleniyor ama ters yönden gelişler bitmiyor… Sonrasında ise denetlemeyi bırakmak çözüm oluyor, aslında ters yönden gelişe imkan veren durumu yok etmek deneniyor mu tam emin değilim.

Tabi karşılıklı gelen iki arabanın tartışmadan ayrılması imkansız gibi. Son gördüğüm manzara, bir özel araba sürücüsü bir taksi şoförünü durdurdu, arabadan indirdi ve bağırdı, saldırdı ve geri döndü arabasına bindi ve gitti. Bu film değil, sürekli karşılaşılan örneklerden sadece biri.

Metro hattının yaygınlaştığını, metrobüs imkanlarının arttığını duyunca gelecek için seviniyorum. En azında yirmi yıl sonra belki daha düzenli bir trafik içinde olabiliriz.

Önce kendi sağlığınız sonra da çevrenizin sağlığı için, ne olur hız konusunda otokontrolünüzü çalıştırın ve sinirlenmeyin.

Keyifli yolculuklar diliyorum.

Bir cevap yazın